
MEHMET NİYAZİ ALTUĞ ANADOLU LİSESİ EDEBİYAT

Mehmet Niyazi ALtug Anadolu Lisesi
HİKÂYE ( ÖYKÜ )
Öykü, yaşanmış ya da yaşanması mümkün olan olayları veya durumları ilgi çekici bir biçimde anlatan kısa yazılardır. Öykü, insan yaşamının bir bölümünü yer ve zaman kavramına bağlayarak ele alan düzyazı türüdür. Bir öyküde olay ya da durum söz konusu olmalı; kişilere bağlanmalı; olay ya da durumun ortaya konduğu yer ve zaman belirtilmeli; bunlar sürükleyici ve etkileyici bir anlatımla ortaya konmalıdır.
Not: Öyküde, olayın geçtiği yer sınırlı, anlatım özlü ve yoğundur. Karakterler belli bir olay içinde gösterilir. Bu karakterlerin de çoğu zaman sadece belli özellikleri yansıtılır.
Hikayenin unsurları: Mekan, zaman, olay, kişiler, dil ve anlatım’dır.
Hikayede Plan: Serim, düğüm, çözüm
HİKAYE TÜRÜNÜN ORTAYA ÇIKIŞI ve GELİŞİMİ
Bu türün kaynağı olarak eski Hint gösterilir ve “Binbir Gece Masalları”ndan beslendiği söylenir. İtalyan yazar Boccacio'nun Decameron adlı eseri, Batıda hikâye türünün ilk örneği olarak bilinir. Bunu İspanyol yazar Cervantes’in çalışmaları izler.
Hikâye, Türk edebiyatında Tanzimat döneminde Batıdan girmiş ve bu türün ilk örnekleri bu dönemde yazılmaya başlanmıştır.
Emin Nihat'ın Müsameretnâme’si basılan ilk hikâyedir. Ahmet Mithat Efendi batılı tarzda ilk öykü örneği Letâif-i Rivâyât'ı yazar.
Daha sonra Sami Paşazade Sezai , Küçük Şeyler adlı eseriyle modern Türk hikâyeciliğinin ilk örneklerini verir.
Türk Edebiyatında Ömer Seyfettin Maupassant tarzı hikâyenin, Sait Faik Abasıyanık da Çehov tarzı hikâyenin öncüsü kabul edilir.
TÜRK EDEBİYATINDA HİKAYE
Tanzimat öncesi tahkiyeli (hikaye edici) eserlerimiz: Dede Korkut Hikayeleri, Köroğlu Destanı, Masallar, Kerem ile Aslı, Mesneviler
Batılı anlamda öykü:
Avrupaî(batılı) tarzda ilk hikâyeler, Tanzimat Edebiyatı döneminde görülür.
İlk öykü yazarları, Ahmed Midhat, Emin Nihat, Samipaşazade Sezai ve Nabizade Nazım’dı.
👉 İlk öykü denemesi, Emin Nihat'ın Müsameretnâme'sidir (1873).
👉 Edebiyatımızda ilk hikâye Ahmet Mithat Efendi'nin ‘Letâif-i Rivayet’idir.
Not: Letaif-i Rivayet (1870-1895): Ahmet Mithat, 1870 yılından itibaren, Letaif-i Rivayat genel adı altında bir dizi de yayımlamağa başladı. Çoğunlukla büyük hikayelerden kurulu olmakla beraber, bu diziyi meydana getiren yirmi dokuz kitap arasında üç roman (Cinli Han, Bir Acibe-i Saydıyye, Çingene) ve bir de dram (Eyvah!) yer almıştır.
Not: Batı tarzı öykünün ilk olgun örneklerini Servet-i Fünûncular vermiştir. (Halit Ziya Uşaklıgil, Mehmet Rauf )
HİKAYENİN UNSURLARI
Kişiler:
Öyküdeki olayları ya da durumları kişi veya kişiler yaşar.
Öyküde kişi sayısı azdır.
Öyküdeki kişilerin fiziksel ve ruhsal durumları uzun uzun anlatılmaz; sadece olayla ilgili belirgin yönleri verilir.
Öykü kişileri yalnızca insanlar arasından seçilmez.
Canlı, cansız bütün varlıklar öykünün kişisi olabilir.
Olay:
Öykü kahramanının başından geçen olay veya durumdur.
Öyküde belirli bir düzen içinde verilen olay tektir ve ayrıntılardan arındırılmıştır.
Durum öykülerinde olay yok denecek kadar belirsizdir.
Bu tür öykülerde yazar, olaydan çok,gözlem ve izlenimlerini anlatır.
Zaman:
Olayların başlaması, gelişmesi, son bulması belli bir zamanda olur.
Bazı öykülerde zaman verilmez, sezdirilir.
Öykücü zamanı bir düzen içinde vermeyebilir.
Olayın veya durumun son bulmasından başlayarak olayın başlama noktasına doğru gelinebilir.
Yer:
Öykülerde olay veya durum belli bir yerde geçer.
Çevre, uzun betimlemelerle verilmez; öyküyü ilgilendiren yönüyle verilir.
Olay veya duruma bağlı olarak öyküdeki yer değişse de çevre betimlemesi kısa tutulur.
Dil ve Anlatım:
Öyküde akıcılığı sağlayan dildir.
Bu da yazarın dili kullanma yeteneğine bağlıdır.
Dilin kullanımı yazardan yazara değişir; çünkü her yazarın üslûbu farklıdır.
Öykü, ya birinci tekil kişinin ağzından ya da üçüncü tekil kişinin ağzından anlatılır.
Öyküde bütünlüğü sağ layan öğelerden biri de dil ve anlatımdır.
HİKAYE TÜRLERİ
Durum ( Kesit ) Hikayesi:
-
Bir olayı değil günlük yaşamın her hangi bir kesitini ele alıp anlatan öykülerdir Serim, düğüm, çözüm planına uyulmaz
-
Belli bir sonucu da yoktur.
-
Merak ve heyecandan çok duygu ve hayallere yer verilir; fikre önem verilmez, kişiler kendi doğal ortamlarında hissettirilir.
-
Olayların ve durumların akışı okuyucunun hayal gücüne bırakılır.
-
Bu tarzın dünya edebiyatında ilk temsilcisi Rus yazar Anton Çehov olduğu için “Çehov Tarzı Hikaye” de denir.
-
Bizdeki en güçlü temsilcileri: Sait Faik Abasıyanık, Memduh Şevket Esendal ve Tarık Buğra’dır.
Olay öyküsü “Maupassant tarzı öykü”
-
Bu tarz öykülere “klasik vak’a öyküsü” de denir.
-
Bu tür öykülerde olaylar zinciri, kişi, zaman, yer öğesine bağlıdır.
-
Olaylar serim, düğüm, çözüm sırasına uygun olarak anlatılır.
-
Olay, zamana göre mantıklı bir sıralama ile verilir, düğüm bölümünde oluşan merak, çözüm bölümünde gi-derilir.
-
Bu teknik, Fransız sanatçı Guy de Maupassant (Guy dö Mopasan) tarafından geliştirildiği için bu tür öykülere “Maupassant tarzı öykü” de denir.
-
Türk edebiyatında bu tarz öykücülüğün en büyük temsilcisi Ömer Seyfettin’dir. Ayrıca Refik Halit Karay, Reşat Nuri Güntekin, Yakup Kadri Karaosmanoğlu Orhan Kemal, Samim Kocagöz, Necati Cumalı, Talip Apaydın da olay türü öykücülüğünün temsilcileri arasındadır.